in (one's) face - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

in (one's) face



Bedeutungen von dem Begriff "in (one's) face" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Slang
in (one's) face adj. (birinin) gözünün önüne
in (one's) face adj. (birinin) tam karşısına
in (one's) face adj. (birinin) yüzüne
in (one's) face adj. (birinin) yüzüne yüzüne vuran
in (one's) face adj. (biri için) kaçınılmaz olan
in (one's) face adj. (birinin) zorla gözüne sokulan
in (one's) face adj. (birinin) maruz bırakıldığı
in (one's) face adj. (birine) empoze edilen
in (one's) face adj. (birinin) başına ekşiyen
in (one's) face adj. (birinin) başına üşüşen
in (one's) face adj. (birinin) peşinden ayrılmayan
in (one's) face adj. (birine) yapışmış
in (one's) face expr. bu da sana kapak olsun
in (one's) face expr. kapak oldu mu?
in (one's) face expr. aldın mı cevabını

Bedeutungen, die der Begriff "in (one's) face" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 62 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
line in one's face n. yüzündeki çizgi
bury one's face in the pillow v. yüzünü yastığa gömmek
spit in one's face v. suratına tükürmek
spit in one's face v. yüzüne tükürmek
blow smoke in one's face v. dumanı suratına üflemek
cup one's face in his/her hands v. ellerinin arasına yüzünü/başını koymak/gömmek
Idioms
laugh in one's face v. aşağılamak
be in one's face v. birinin tepesinde olmak
not see one's hand in front of one's face v. burnunun ucunu görememek
be in one's face v. birini sürekli eleştirip azarlamak
can't see one's hand in front of one's face v. burnunun ucunu görememek
be in one's face v. birinin yakasından düşmemek
laugh in one's face v. birinin yüzüne gülerek onu hor görmek
can't see one's hand in front of one's face v. göz gözü görmemek
laugh in one's face v. gözünün içine baka baka alay etmek
laugh in one's face v. gülmek
hide one's face in shame v. utancından yerin dibine geçmek
hide one's face in shame v. utancıdan yüzünü saklamak
throw dust in (one's) face v. (birini) yanlış yönlendirmek
throw dust in (one's) face v. (birini) kandırmak/yanıltmak
throw dust in (one's) face v. (birini) göremez hale getirmek/uyutmak
throw (something) in (one's) face v. (bir şeyi) kaba bir şekilde geri çevirmek
throw (something) in (one's) face v. kaba bir şekilde reddetmek
blow up in (one's) face v. (birinin) elinde patlamak
blow up in (one's) face v. (birinin) planı tersine dönmek/ters gitmek
blow up in (one's) face v. (birinin) planı altüst olmak
blow up in (one's) face v. (birinin) hesabı/planı tutmamak
blow up in (one's) face v. yüzüne gözüne bulaştırmak
blow up in (one's) face v. (birinin) planları suya düşmek
fling (something) up in (one's) face v. (bir şeyi birinin) yüzüne vurmak
get (all) up in (one's) face v. (birinin) burnunun dibine girmek
get (all) up in (one's) face v. (birinin) burnunun dibinde/aşırı yakınında durmak
get (all) up in (one's) face v. (birini) azarlamak
get (all) up in (one's) face v. (birini) fırçalamak
get (all) up in (one's) face v. (birini) haşlamak
get (all) up in (one's) face v. (birinin) canına okumak
get (all) up in (one's) face v. (birinin) yüzüne doğru çıkışmak
get in (one's) face v. birinin üstüne gitmek/gelmek
get in (one's) face v. birini kışkırtmak
get in (one's) face v. birini sinirlendirmek
get in (one's) face v. birini çileden çıkarmak
get in (one's) face v. birini tahrik etmek
smash in (one's) face v. (birinin) ağzını burnunu dağıtmak
smash in (one's) face v. (birinin) ağzını burnunu kırmak
smash in (one's) face v. (birinin) façasını bozmak
smash in (one's) face v. (birinin) kaşını gözünü patlatmak
smash in (one's) face v. (birinin) suratını dağıtmak
throw (something) back in (one's) face v. elinin tersiyle itmek
throw (something) back in (one's) face v. (tavsiyeyi/öneriyi) geri çevirmek
throw (something) back in (one's) face v. (tavsiyeyi/öneriyi) reddetmek
slam the door in one's face v. kapıları yüzüne kapamak
slam the door in one's face v. iletişim kurmayı reddetmek
written in (one's) face adj. (birinin) yüzüne yansımış
written in (one's) face adj. (birinin) yüzünden belli
written in (one's) face adj. (birinin) yüzünden okunan
Slang
come in one’s face v. yüzüne boşalmak
be in (one's) face v. (birinin) tam suratının karşısında olmak
be in (one's) face v. (birinin) burnunun dibinde olmak
be in (one's) face v. kaçınılmaz olmak
be in (one's) face v. önlenemez olmak
be in (one's) face v. gözüne sokulmak
be in (one's) face v. zorla dikkatini çekmeye çalışmak